Crohn Paniği

Ben Crohn hastası olduğumu ilk öğrendiğimde hiçbir panik yaşamamıştım, henüz üniversitede 1. sınıftaydım ve tek derdim ağrılarımın sona ermesiydi. Ameliyat geçirmeme rağmen, o kadar ağrıyla baş etmeye çalışmama rağmen hiç kendimi 2. crohn atağına kadar panik halinde hissetmemiştim. Çünkü evet ilaçlar etki etmiyor ama ameliyattan sonra tüm bu sıkıntılardan kurtulacağım diye düşünmüş ve buna kendimi inandırmıştım diye düşünüyordum; ama sanıyorum değilmiş... Ameliyat oldum ince bağırsağımdaki daralan 15 cmlik bölgeyi kesip aldılar ve hemen arkasından tekrarladı; bense tedaviyi reddettim. Verilen ilaçlar her gün beni daha da hırpalıyordu; ben bunu hissediyor, görüyordum, yan etkileri beni mutsuz ediyordu. Ben de tüm ilaçları çöpe attım ve hayatıma bir çeki düzen verip beslenme şeklimi baştan ayağa değiştirdim. 3 ay gibi kısa bir sürede toparladım ve iyileştim sandım.



Her şey yoluna girdi, hep hayalini kurduğum mesleğime başlayabildim, bir süre sonra da nişanlandım. Her şey mükemmel derken yeniden ağrılar başladı evet yemek düzenime eskisi kadar dikkat etmiyordum, hatta dikkat etmiyordum. Ama artık ağrılar hayatımı etkilemeye başladığında yeniden doktoruma gitmek zorunda kaldım. Nişanlım işinden izin aldı 1 hafta boyunca peşimden koşturdu. İşte ben o an hissettim paniği ilk kez. Artık yalnız değildim, hayatımı birlikte geçirmek istediğim biri vardı ve benim hayatıma ne olursa olsundu ama onun hayatını etkilememeliydi. Onun gözlerindeki korku ve üzüntü beni daha da üzdü. Gerçekten panik olmuştum bir an önce bundan kurtulmanın bir yolunu bulmalıydım ama nasıl... İkimiz birden araştırmaya başladık çılgınlar gibi, türkiye ile yetinmeyip dünyadaki çalışmalara bulunmuş veya bulunma ihtimali olan tedavilere baktık; sonuç: sıfır. Ketojenik diyet deneyenler ve rahat ettiklerini söyleyenler var ama diyetin kendisini araştırdığınızda aslında tehlikeli de bulunduğunu görünce denemeye çekiniyorsunuz, hele benim kadar zayıfsa vücudunuz. İlaçları yeniden içmeyi kabul ettim, imuran'ı istemedim çünkü ben imuranla hayatıma bile devam edemiyorum: bulantılar, baş dönmeleri... Onun yerine Asacol kullanmamı önerdi doktorum onu hala kullanıyorum. Nişanlımla bu sürece alışmamız çok zor oldu; önce oturup karşılıklı ağladık, sonra birbirimizi teselli edip onu görmezden gelmeye başladık, tahliller hala atak döneminin devam ettiğini söylese de ben büyük ölçüde vücut olarak toparladım. Harıl harıl evlilik hazırlığı yapıyoruz. :)

Hastalığın anlaşılması ve tahlilleri sürecine gelecek olursak aslında oldukça basit şeyler: önce bir kan tahlili yapılıp CRP değerleri kontrol edilir eğer yüksekse normalden bu muhtemelen atak dönemindesiniz demektir. Elle karın üzerinden kontrol yapılıp ağrının yeri saptanır. Daha sonra belki bir tomografi, ultrason çekilir. Ama mutlaka ve mutlaka kolonoskopi çekilir. İsminin bile tüylerimi diken diken etmesine yettiği, tedaviye devam etmemi çoğunlukla engelleyen şey: kolonoskopi. Kolonoskopi diye genellemem yanlış aslında beni bu hastalıkla ilgili en çok korkutan, en çok mutsuz eden şey hep Kolonoskopi öncesi hazırlık süreci oldu. Herkesi bu kadar zorlamayan şey benim korkulu rüyama dönüştü. O öncesinde verilen içine aroma katılmış katılmamış ne olursa olsun o asitli şeyi içemiyorum ben, düşündüğüm anda midem bulanmaya başladı. İçmemle onu dışarıya çıkarmam bir oluyor. Her kolonoskopi öncesi farklı yöntemler deniyorum içebilmek için:

  1. ilk kolonoskopi öncesinde kayısı komposunun içine karıştırmışlardı o şeyi. Yıllarca kayısıyı görmeye bile tahammül edemedim. 
  2. Sonraki içtiğim şurupluydu ve bu defa limon + tuz ile denedim. Önce tuzdan yaladım sonra içtim sonra limon suyunu içtim. Yok kar etmedi; limonla tuz bile ağzımın tadını değiştirmedi.
  3. Karışık meyve suyuyla denedim. O gün bugündür kırmızı meyvelerden yapılmış karışık meyve suyu içemiyorum.
  4. Son denediğimi sek denedim onda bile inanılmaz zorlandım. Allah kimseyi o şeyleri içmek zorunda bırakmasın tek dileğim. Daha kolay bir çözüm bulsunlar bir an önce...
İşin sonunda ben ne kadar isyan edip kaçmaya çalışırsam çalışayım tüm bu tahlillerle, ilaçlarla baş etmeyi öğrenmek zorundayım. Siz de panik olup, pes etmek yerine kendinize tutunacak bir şeyler bulun. İlk öğrendiğim dönemlerde benim tutunduğum şey derslerim olmuştu, hastaneden zorla erken taburcu olup derslere giderdim, sınavlara girerdim. Hastane beni daha çok hasta ediyor gibi gelirdi. Şimdi ise hayatımı birlikte geçirmek istediğim bir adam var ve o benim çözüm bulma isteğimi artırıyor, pes etmiyorum/etmiyoruz. Biz arıyoruz dünyada bir çözüm var mı diye sürekli araştırıyoruz; İrlanda'da, Avurstralya'da, Amerika'da çalışmalar olduğunu biliyoruz; ama bir çözen bulamadık. Siz de arayın sorabildiğini her yere sorun belki bir çözüm bulursunuz, bulursanız da mutlaka ve mutlaka paylaşın...

Yorumlar

  1. iyi Günler yazınızı okudum ve sizin için ne kadar üzüldüğümü belirtmek isterim.Umarım yazınızı paylaştığınız zamandan bu güne kadar geçen sürede hastalığınızın tedavisinde olumlu sonuçlar almışsınızdır.Aynı hastalıktan babamda rahatsız biz de sizin gibi sürekli araştırmalar yapıyoruz sürekli zayıflıyor ve bir şey de yiyemiyor.Sizin bulduğunuz bir özüm yolu var mıdır?Geçmiş olsun dileklerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zehra hanım çok teşekkür ederim. Hastalığımın tedavisi dediğimiz şey Asacol kullanıyorum ve oldukça iyiyim son 2 senedir. Umarım babanız da en kısa zamanda iyileşir. Kendimce bulduğum ve bulamadığım tüm çözüm yollarını yazdım zaten, şimdi buraya yazsam çoğunu unutabilirim o yüzden bloğa bakarsanız daha sağlıklı cevaplar bulabilirsiniz.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Humira ile 2 yılın ardından

Tebrikler Humira'yi Bırakmaya Hak Kazandınız!